“Dünya da rahat yoktur.”
Günlerin geçmediği fakat haddinden fazla bizim günlerden ve kendimizden geçtiğimiz şu sıralarda ne çok teslimiyete ve güzel temenniye ihtiyacımız var. Bazen şu dar-ı dünyanın yükü öyle ağır geliyor ki… İyi insanların bakışları dahi iyilik getiriyor ruhumuza. Esenlik veriyor adeta. Aklıma Nurettin Topçu hocamızın bir sözü geldi. “İnsanı asıl ezen yaşamak için yaşamanın azabıdır. Bunda hayatın kendisi zalim olmaktadır. Bir celladın okşayışlarından doğacak neş’enin gücü ve değeri ne olabilir?”
İşte burada başlıyor “dağların kabul etmediği emaneti üzerine alan insanın sefaleti…”
Yükümüz ağır, yükümüz ağrılar içinde sırtımızda kıvranıyor. Öyle bir sefalet ki şu dünya yükü, akıl ve ruh bir imtihan iken omzumuzda, bir de süresi geçen bir sınavın telaşı kaplıyor içimizi. Bizi kim kurtaracak Allah’ım? Bizi ne kurtaracak? Derken sesleniveriyor sanki Nurettin Hoca “En ağır başlı varlıklar mezar taşlarıdır. Onlar hepimizi kurtaracaklardır.” Ellerim titrek, gözlerim dalgın, içimde bir atalet… Yanımda bir güzel insan bana merhamet ile bakıyor. Bizi diyorum bu bakışlar da kurtaracak. Yani belki de bu bizi merhamet kurtaracak.
Elbette “merhamet”. Çünkü merhametle kurtulan bir ruh, beden veya akıl etrafında kurtaracak başka varlıklar da arar. O halde merhamet bizi bize hatırlatacak ve insanın sefaletini saadetine tevdi edecek. Dolayısıyla insan kısmen de olsa sefil ve bedbaht olmaktan kurtulacak. Schopenhauer,“Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine” adlı kitabında insanın mutluluğun temel kaynağının deruni olduğu hakikatinden bahseder. Yani mutluluğun, insanın içinde olduğuna değinir. Hatta şunu da ifade eder. “Bir insanın olabileceği ya da başarabileceği en iyi ve en büyük şeyin kaynağı kendisidir”der. Hal böyle iken insan kendine rahmet de olabiliyor zahmet de…
İnsanın kendi kendini motive etmesi harikulade peki ya demotive etmesi..? Tam bir fiyasko! Kendine merhameti olmayanın bir başkasına karşı merhametli davranmasını beklemek hiç akıl kârı değil. Merhametsiz ve vefasız insanlarla birliktelik beraberinde insanın kendine olan saygısını yitirmeye sebebiyet verir. Bundan doğacak her türlü olumsuz ve tatsız olaylar kişinin kendine yaptığı zarardan başka bir şey değildir. İşte bu yüzden bize bakışları ile dahi merhametli olan dostları hatırlatan vefasız dostlar için Allah’a şükürler olsun.
“Bana gelecek ve benden gelecek her türlü kötülükten Allah’a sığınırım.”